23 Eylül 2012 Pazar

Sonuçları Değerlendirme


Sürprizin En Güzeli Başımıza Gelirken Araf'ın Unutulması Yenilir Yutulur Değil
Altın Koza'da ödüller sahiplerini buldu. Bu seneki ödüller dağıtılmaya başladıktan sonra jüri ne kadar tutarlı gidiyor, hiç sürpriz yok diye şaşırmıştık. Ta ki ''Yılmaz Güney'' ödülüne kadar böyle devam etti ama açık şekilde jürinin bombalarını son 2 ödüle (1.lik ve 2.lik) sakladığını gördük.
Genel olarak baktığımızda tartışacağımız çok fazla karar yok aslında, son iki ödüle kadar kendi dallarında öne çıkan filmler kazandı. Araf'ın genç oyuncuları, Siirt'in Sırrı'ndaki kurgu, Lal Gece'nin İlyas Salman'ı, Gözetleme Kulesi'nin Nilay Erdönmezi, yine Gözetleme Kulesi'nin görüntü yönetimi ve yönetmenlik ödülleri benim kişisel ödül listemle çakıştı. Ancak senaryonun Babamın Sesi'ne gelmesi bu alandaki başarılı Araf ve Ateş'in Düştüğü Yer gibi filmleri devre dışı bıraktı. Kanımca Ateş'in Düştüğü Yer'in senaryo ödülü dışında pek de iddiası olmadığı için, daha doğrusu yönetmen, Yılmaz Güney ve en iyi film gibi dallara daha çok yakışan filmler olduğu için ödülsüz döneceğini anlamıştık. Ancak ''Yılmaz Güney'' ödülünün oldukça başarılı bir ilk film olan Şimdiki Zaman'a gelmesi bütün hesapları karıştırdı. Açıkçası, bir şekilde gençlerin maddiyat sorunlarıyla ilişkili bir film olarak bu ödüle uygun olmadığını söylemek biraz haksızlık olur. Hep daha keskin politik damarı olan filmler bu ödüle layık görülür ve bu yüzden en uygunu Babamın Sesi'ydi belki ama yönetmenleri bir önceki filmleriyle bu ödülü de almışlardı, yine aynı ödül olur muydu? En yakışanı o olduğu için başka seçenek öngöremedik ama jüri onlara bu haktan fazlasını vererek güzel bir sürprize imza attı. Güzel bir sürpriz, çünkü filmden sonraki yazımda da dile getirdiğim gibi gerçekten belge değeri taşıyacak bir eserden sanat sinemasının derinliklerine inen, bu ülkenin acılarını bellek üzerinden anlatmaya çalışan ve küçükte olsa bir ödül almasını istediğim bir filmdi, ödüllerin en büyüğünü aldı. Son derece mütevazı koşullarda çekilmiş ve usta işi yönetmenlik hamlelerinin uzağında/ henüz olgunlaşmamış bir dili olması, en iyi filme layık görülebileceğini aklımıza getirmedi. Buna karşın filmlerin düzeyinin yüksek olduğu bir şenlikte, hatta ülkenin zor zamanlardan geçtiği böyle dönemlerde böyle bir filmin öne çıkarılması da ayrıca anlamlı. Yine de hemen her yönüyle çok yetkin bir film olan Araf da en azından yine Babamın Sesi'ne gelen senaryoyu alabilirdi, önemli 2 ödülün aynı filme gitmesi güçlü bir seçkinin demokratikliği açısından da sıkıntılı ya da daha soğuk baktığımız bir ihtimal kayda değer 3 ödül alan Pelin Esmer'in yönetmenlik ödülü Araf'a verilebilirdi. Cannes gibi büyük festivaller bu tarz sıkıntıları en önemli 2 ya da 3 ödülden sadece birini alan filme başka ödül verilmesini yasaklayarak sağlayabiliyor. İleriki yıllarda böyle uygulamaların ülkemizde yapılması daha sağlıklı sonuçların ortaya çıkmasına katkı sağlayabilir. Sonuçta sinemanın anlatım araçlarına hakimiyeti bakımından festivalin en güçlü filmiydi Araf, küçük ödüllerle geçiştirilmesi, hem güzel bir sinemasal deneyimi harcadı, hem de yönetmeninin girdiği olgunluk döneminin görmezden gelinmesi anlamına geldi. Yine bizden ödül çıkmayan ama bir ödül alabileceğini özellikle yan jürilerden taltif görebileceğinin altını çizdiğimiz Erden Kıral'ın Yük'ü de bizi haksız çıkarmadı. Film yönetmenleri jürisinin (film-yön) ödülünü kaptı.
Film-yön'ün diğer ödülü ve Siyad ödülü de oy çokluğuyla Şimdiki Zaman'a gidince festivalin ikincisi de net bir şekilde Şimdiki Zaman olmuş oldu. Şimdiki Zaman'ın bu kadar parlatılması bazılarına abartı gelse de film resmen 3 ayrı jüriden de taltif görerek, ulaşılması zor bir başarı elde edip çok da tartışma götürmeyecek bir konuma yerleşti. Ödül dağılımına baktığımızda festivalin üçüncüsü de Gözetleme Kulesi oldu diyebiliriz. Yeraltı'na tüm artılarına rağmen bir türlü ısınamayan benden ödül çıkmamıştı. Jüri filmin en büyük kozu Engin Günaydın'ın ödülünü İlyas Salmanla paylaştırınca film dolaylı da olsa yarım bir ödülle yetinmek zorunda kaldı. Benim Araf'ın unutulmasına duyduğum hissin benzerini Yeraltı için duyanların sayısı hiç de az değil. Yine jürinin geçiştirdiğini düşündüğüm Reis Çelik'in Lal Gecesi'nin ''izleyici ödülü'' alması ayrıca anlamlı oldu. Özetle 2 sürprize rağmen, en iyi ödülleri alan filmlerin de oldukça başarılı olması sebebiyle çok da yadırgamıyor, üzülemiyor geçen seneye nazaran daha iyi kararlarla bir Altın Koza'yı noktaladığımızı düşünüyorum. Ağır topların, kusursuza yaklaşmaya çalışan sinema deneyimlerinin aksine gençlerin çok hevesli yaratıcı yeteneklerini, ülke insanının can alıcı sıkıntılarıyla birleştirebilen sanat sinemasının zaferi diyebiliriz. Festivallerin bu yönünü özenle koruması gerektiğinden değerli bir durum bu.
Tüm ödüller: En İyi Film Ödülü: Babamın Sesi En İyi Yönetmen Ödülü: Pelin Esmer (Gözetleme Kulesi) En İyi Senaryo Ödülü: Orhan Eskiköy (Babamın Sesi) En İyi Erkek Oyuncu Ödülü: İlyas Salman ve Engin Günaydın En İyi Kadın Oyuncu Ödülü: Nilay Erdönmez Jüri Özendirme Ödülü: Evin Demirhan (Siirt’in Sırrı) En İyi Yar. Erkek Oyuncu Ödülü: Menderes Samancılar (Gözetleme Kulesi) En İyi Yar. Kadın Oyuncu Ödülü: Laçin Ceylan, Nihal Yalçın En İyi Görüntü Yönetmeni Ödülü: Özgür Eken (Gözetleme Kulesi) En İyi Kurgu Ödülü: Öner Biberkökü, Kristen Stevens (Siirt’in Sırrı) En İyi Sanat Yönetmeni Ödülü: Osman Özcan (Araf) En İyi Müzik Ödülü: Verilmedi Yılmaz Güney Ödülü: Şimdiki Zaman SİYAD En İyi Film Ödülü: Şimdiki Zaman Umut Veren Genç Erkek Oyuncu: Barış Hacıhan (Araf) Türkan Şoray Umut Veren Genç Kadın Oyuncu Ödülü: Neslihan Atagül Jüri Özel Ödülü: Siirt’in Sırrı Adana İzleyici Jürisi Ödülü: Lal Gece Film Yönetmenleri Derneği En İyi Yönetmen Ödülü: Belmin Söylemez (Şimdiki Zaman) ve Erden Kıral (Yük)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder