26 Haziran 2015 Cuma

82 Dakikalık Tahran Turu

Jafar Panahi'nin Berlin'den Altın Ayı ile dönen son filmi Taksi Tahran, otoriter rejimlerin uyguladığı baskıya karşı sanatın daha da anlamlı hale gelerek, güçlenerek çıktığı İran'a özgü filmlerden. Yönetmen şoför koltuğuna oturup arabanın içine yerleştirdiği gizli kameralarla arabaya binenleri kayda alıyor, Bir rejim yanlısı, bir korsan cd satıcısı, kaza geçirmiş bir adam, batıl inanca sahip kadınlar, yeğeni ve eski komşusu, mesleğini yapması engellenen bir avukat nam-ı diğer çiçekçi kadın... Arabaya binenlerden kimi Panahi'yi tanıyor, sanki kimileri kameraya alındıklarını da biliyor ama birçoğu da bundan habersiz. Politik çıkmazların ket vurduğu noktada sanatçının üretiminin sınırları üzerine ufuk açıcı bir deneyim sunan Taksi Tahran belgesel ile kurmaca arasındaki ince sınırları da ortadan kaldırıyor. İzlediğimiz görünürde düpedüz belgesel ama yaratıcısının dokunuşlarıyla izlenebilirliği, düşünselliği ve etki gücünü kazanıyor elbet. Büyük oranda diyalogla ilerlemesine rağmen Ankara Film Festival'inde izlediğim benzer İran filmi Rakşan Bani-Etemad'ın Masallar'ı gibi bunaltmıyor, asgari bir ritm yakalıyor, kah güldürüyor, kah heyecanlandırıyor, sıkça yeni birileri kadraja giriyor ve çok küçük çatışmalarla izleyicisini adeta yok sayan sanat filmlerinden birine dönüşmüyor, izleyicisine saygı gösteren bir yapım ortaya çıkıyor. Neredeyse mockumentary denilecek türden bir üslup geliştiren Taksi Tahran'ın finali de film boyunca anlatılanların ilginç bir özeti sanki, sürpriz... Sanıyorum ki ülkesinde film çekmesi yasaklı bir yönetmenin elinden çıkmış olmanın dezavantajlarını da beraberinde getirdiğinden bir tam başarı olamasa bile sinemada görülmeyi fazlasıyla hak ediyor.

Yıldız: * * * *

1 yorum:

  1. Birçok İran filmi seyrettim ancak bunu duymamıştım. Teşekkürler.

    YanıtlaSil