15 Nisan 2021 Perşembe

Yine Aşk Ve Yine Şu Fransızlar

Pandemi koşullarının mutasyonların da etkisiyle olası senaryoların en kötülerinden birini yaşattığı ve önümüzü görmekte zorlandığımız şu dönemde neyse ki edebiyat yönünden şanslıydık. Yaşayan yazarların en iyilerinden biri olarak görülebilecek Orhan Pamuk'un tarihi olduğu kadar hatta belki daha fazla siyasi roman türünde değerlendirilmesi gereken Veba Geceleri romanı has sanata susuzluğumuzu belli ölçüde giderdi. Ama tahmin edilebileceği gibi ilgi, çeşitli pazarlama tekniklerine rağmen okumayı sevmeyen geniş kitlelerin sinemaya (adı üstünde kitle sineması) ve özellikle dizilere gösterdiği ilginin çok çok altında kaldığı için bir tartışma ortamı da yaratamadı. Yazarın şahsına duyulan nefret ve sanki edebiyatla güçlü ilişkileri varmışçasına yazarın hiçbir romanını okumadan ya da bitiremeden yazarın yazarlığını kötüleyenlerin atıp tuttuklarını saymıyoruz elbette... Diğer yandan İstanbul Film Festivali 40. yılını sınırlı sayıda filmle çevrimiçi olarak sessiz sedasız gerçekleştirdi ve gerçekleşiyor. Bu süreçte ah ! keşke sinemalarda izleseydik dediğim bir filmle de karşılaşmış bulunmaktayım. Les Choses qu'on dit, les choses qu'on fait adlı (sanırım Söylediğimiz Şeyler, Yaptığımız Şeyler anlamına geliyor) Türkçe'ye filmin içeriğine son derece uygun bir çeviriyle Gönül İşleri olarak geçen film, yine en iyi şekilde Fransızlar'ın kotarabileceği türden bir karmaşık ilişkiler filmi. Arzular, aşk, ilişki, evlilik, dostluk gibi kavramlara toplu ve sistematik bir akış atan film yeni tanışan Daphne ve Maxime karakterlerinin geçmiş ilişkilerini birbirine anlatmasıyla başlayıp daha sonra geçmişin de geçmişinin anlatımıyla  iki saat içinde giderek genleşen bir yapıya bürünüyor. Birbiriyle bağlantılı pek çok ilişkiye dair bilgilere sahip olduğumuz filmdeki bu ilişkilerde kendi hayatlarımızdan bir takım izleri bulmak da mümkün olsa gerek. Ama gerçekten pek çok Fransız filminde (Bazı Avrupa ortak yapımları olarak genişletmek de mümkün) olduğu gibi buradaki karakterler dürüstlükleriyle olduğu kadar dürüst olamadıkları anlarda dahi kendilerine saygı duyulacak soylu hislere sahip. Film bittiğinde karakterlerden hiçbirine kızmak ya da onları yargılamak mümkün değil ama anlamak mümkün.  

Yıldız: * * * *