28 Aralık 2021 Salı

Muhteşem Bir Sinema Yılının En İyileri

İlk 6 ayı sinemaların kapalı olduğu şu acayip 2021 işte... Ama son yarısı, ne yarısı, hatta çeyreği, öyle güzel sürprizler hazırladı, sinema sanatına sevgimizi öyle perçinledi ki, biraz şaşırmadım desem yalan olur. Ama düşündüm elbet. Sinema, pandemiden bu kadar güçlü nasıl çıktı diye. Kuşkusuz 2020 yılında Cannes Film Festivali'nin yapılamamış olması ve özellikle filmlerini o dönemlerde tamamlayan yönetmenlerin kurguda daha çok zaman geçirmiş olması ilk akla gelen etkenler... Şu son aylarda izlediğimiz filmler son 2 yılın en iyilerinin toplamı bir anlamda ve bu kadar iyi filmi 1-2-3... diye sıralamak da kolay olmadı benim için... O yüzden sıralamayı 3 grup şeklinde yaptım. Önce başyapıt olarak gördüğüm 3 film, sonra ise yine sırasız, çok iyi bulduğum 7'li grup ve aslında listenin bu filmlerle tamamlanması gerekirdi ama içim el vermedi, bu listeye giremeyen ama başka bir yılın listesine rahatlıkla girebilecek yine iyi filmlerden oluşan son 5'li grubu da paylaşıyorum... Filmler içerisinde şaşırtıcı biçimde En İyi Film Oscar'ı için adı geçen Drive My Car ilk 3'lü grupta, En İyi Film Oscar'ı olmasa bile En İyi Uluslararası Film'i kazanması ve en azından 'En İyi Uyarlama Senaryo' adayı olmasına kesin gözüyle bakılıyor. Kazanır kazanmaz onu çok bilemem ama eğer Oscar'da büyük bir başarı yakalayacaksa insan sormadan edemiyor, o zaman bizim Kış Uykusu'nun ne eksiği vardı diye (Kadınsız Erkekler kitabındaki Kino ve özellikle Şehrazat öykülerinden de küçük yamalar var tıpkı 2 Çehov öyküsünün bileşkesi olan Kış Uykusu-Karamazov Kardeşler örneği gibi). Acaba filme Batı'nın ilgisinde kendi kültürüne yabancılaşmak ve eserlerinde Batı'ya atıfta bulunmakla (Kafka, Orwell, Faulkner, Hemingway hatta Çehov gibi) eleştirilen Murakami'nin bir uyarlaması olmasının payı olabilir mi? Öyle ki filmin özgün adı dahi Drive My Car. Doraibu Mai Kâ nerede? Niyeyse Arabamı Sür de diyemiyoruz çünkü film zaten Murakami'nin adı Drive My Car olan öyküsünden uyarlama. Ayrıca Drive My Car'ın Oscar'daki yakın rakibi de Dünyanın En Kötü İnsanı olarak görülüyor. Ama Cannes'daki büyücek ödülüne rağmen 6 Numaralı Kompartıman ne hikmetse unutuldu gitti. Bana kalırsa, yaygın deyişle yılın en 'underrated' filmi oldu 6 Numaralı Kompartıman. Yazık ki ne yazık ! 

Artık ne ise; bu yıl da sadece sinema salonunda izlediğim filmlerden bir araya getirdiğim ve hakkında yazdığım yazılardan gözüme kestirdiğim parçaları kırpıp eklediğim 15 filmlik listeme geçelim. 

İlk 3'lü Grup

6 Numaralı Kompartıman / Juho Kuosmanen
...küçük bir sinema dersi... Sevginin, dostluğun ve ânı yaşamanın önemini hatırlatan, aynı zamanda kağıttan kuleden farksız önyargılarımıza temas eden bir insanlık dersi de... ...Laura'nın finaldeki hınzır gülüşünde dilsel göstereni çarpıttığı ama sonunda onun da mutlu ayrıldığı gerçeği de var kuşkusuz. Aslolan iletişim kurduğumuz farklı semboller, harfler ve onların pekiştirdiği farklılıklar değildir. Elbette farklılıklar da bir başka gerçeğimizdir, güzelliktir, zenginliktir ama işte o farklılıklara rağmen ortak duyguda ortak anlamda buluşabilmektir aslolan. Filmin içine gizlenmiş zekice bir mesajdır bu. Teşekkürler Kuosmanen... 

Drive My Car / Ryusuke Hamaguchi
...bazı kösnül sahneleri, insan ruhunun dehlizlerinde gezinmesi ve bilinçli olarak tasarlanmış edebi yoğunluğunun gerisinde son derece sağlam bir dramaturjik çalışma. Nuri Bilge Ceylan'ın Bir Zamanlar Anadolu'da, Kış Uykusu ve Ahlat Ağacı gibi filmleriyle ama özellikle de Kış Uykusu'nun tasarlanma biçimiyle bazı paralellikler kurulabilecek tereddütsüz bir başyapıt... 

Dünyanın En Kötü İnsanı / Joachim Trier
...günümüzün özgürlükçü bir mahallesinde yetişen insanlarına, kadın-erkek ilişkisi ne menem bir şeydir diye sorduğunuzda, verilebilecek en etkileyici cevaplardan biri... ...Yine de filmdeki hiçbir karaktere kızmak mümkün değil. Dünyanın En Kötü İnsanı Julie'ye dahi. 




İkinci, Bu Sefer 7'li Bir Grup

Bergman Adası / Mia Hansen-Love
...içimizi ısıtan yumuşak sinema dili gerisinde, Bergman sevgisini, bir kadının yaratıcılığını keşfetme çabasıyla bütünleştiren oldukça hoş bir film. Bergman'ın birçok filmine ev sahipliği yapmış Farö Adası'nda...  ...hem bilmeyenler için Bergman'a dair bir müze-ada olan mekanı da tanıtmış oluyor.
Tina Charles'ın I Love to Love'ı (Aşka aşığım, -gençliğimin sloganıdır-), ABBA'nın The Winner Takes It All'u ve Robin Williamson'un folk ezgileri ve dahası da var elbette. Filmin müzikleri başlı başına ayrı değerlendirme yapılabilecek denli zengin.

France / Bruno Dumont
...France,... ....şüphesiz ki eleştirel, insancıl, duyarlı, dokunaklı... ... 
En başta sıkı bir medya eleştirisi olarak değerli ve bunu yaparken bu mesleğin yıldızı birinin iç dünyasına davet ediyor izleyicisini, Léa Seydoux'nun kendisine aşık edecek denli derin bakan o buğulu gözlerine... 

Küçük Anne / Céline Sciamma
...Alev Almış Bir Genç Kadının Portresi ile son yılların en etkileyici filmlerinden birine imza atan Céline Sciamma, daha mütevazi ama belki de annenin kaybına ilişkin sinema tarihinin en şiirsel filmlerinden birine imza atıyor.

Takdim / Hong Sangsoo
Sangsoo; insan ilişkileri, özelde de kadın-erkek ilişkilerine bakışındaki ince ustalığı bir adım daha ileri götürüyor ve ben şuraya varıyorum: Sangsoo sinemasından öğrenecekleri olan genç sinemacılar kadar dikkatlerini vermeleri durumunda son yıllarda daha da görünür olan psikolojiye meraklı ilişki koçlarının da öğrenecekleri bir şeyler var. 
Yönetmenin kariyerinin en iyi filmlerinden biri.              

Paris 13. Bölge / Jacques Audiard
Ve sonuçta Audiard, sinemasını yenilemeyi seven bir yönetmen olarak da takdir edilmeyi hak ediyor. Farklı tür denemelerini İngilizce bir Western ile taçlandıran yönetmen bu kez ise önceki filmlerinde her daim tekrarlanan erkekliğin türlü hallerini burada önemli ölçüde esnetiyor ve sanırım ilk kez... Paris 13. Bölge, Audiard'ın bugüne kadar gerçekleştirdiği en farklı tondaki filmlerinden biri.

Üç Aile / Nanni Moretti
Hayatın siyah ve beyazlardan değil grinin çok farklı tonlarından meydana geldiğini gösterirken, aslında hepimizin içine düşebileceği durumlara ilişkin gözümüzü kırpmadan izlediğimiz dört dörtlük senaryonun gerisinde herhalde şu sonuca varıyor: Ne olursa olsun insandan ümidi kesmeyelim. Yaşamın olduğu yerde ümit hep var olmalıdır...

Lingui, Kutsal Bağlar / Mahamat-Saleh Haroun
...alkışladığımız, tereddütsüz biçimde tüm yüreğimizle kucakladığımız bir kadın mücadelesi ve aynı zamanda dayanışması öyküsü. Üstelik bir erkek elinden çıkmış olmasına karşın bir kadın duyarlığından tatlar damıtan... Senaryosu kısık ateşte pişse de, bir noktadan sonra o kısık ateşin üzerindekilerin de fokur fokur kaynayacağını hatırlatan Saleh Haroun'un filmi 



Bir 5'li Grup Daha

Kaçık Porno / Radu Jude
Evet üç bölümden meydana gelen film bu üç bölümden önce bir porno olarak başlıyor... ...ahlaki... ...çelişkiler bütünü üzerine özgün bir deneme gerçekleştiriyor. Kendine has, yer yer uçarı ve oldukça eleştirel ve de hazmı zor, bir kez daha izlenmeyi hak eden bir üslupla. Takdir edilesi...

Kahraman / Asghar Farhadi
Karmaşık ilişkileri usulca taksim eden, öyküyü yeni detaylarla zenginleştiren, ritmi düşürmek ne  kelime! son derece ölçülü olarak arttıran Farhadi meşhur bir senaryo cambazı.

Çarkıfelek / Ryusuke Hamaguchi
...diyalog ağırlıklı... ...üç öykünün her birinde volümü bir miktar daha arttırıyor... ...sevgi, dostluk, benzerlik, mazi, hatırlamak gibi kavramlar üzerinden insana dair pek çok olumlu (en azından son kertede) duyguyu izleyicisine geçirmeyi başaran... Film de en etkileyici noktada bitiyor.
 
Ahed'in Dizi / Nadav Lapid
Yönetmenin ülkesinde özgür biçimde film çekebilme koşullarını sert bir dille eleştirdiği, dolayısıyla aynayı kendine çevirdiği bu örnekte...  ...film estetiği açısından da özellikle Arava çölünü adeta bir tragedya mekanına dönüştürürken... ...yönetmenin önceki filmi gibi son yılların Batı'da ödül almış filmlerine bir öykünme yok bu kez.
Her Şey Yolunda / François Ozon
Aile bağları ve sonuçta ötanazi üzerine olgun bir sinema dilinin gerisinde son derece insani, dokunaklı ve anlamlı olmayı başaran, yönetmenin kalitesine yakışacak filmlerden biri. Ölçülü finaline de ayrı bir parantez...  



Ve Bonus: Benim Cannes 2021 Ödüllerim

En iyiler listesinin büyük çoğunluğunu Cannes filmlerinin (listede 11 Cannes 4 de Berlin filmi var) oluşturduğu bir yılda filmleri sıralamakta zorlanırken ödül dağıtmak da neyin nesi demeyin bana. Yıllar önce, yine oldukça doyurucu 2016 Cannes'ından sonra Altın Palmiye adayı hemen her filmi izledikten sonra blogta benim ödüllerim nasıl olurdu diye bir cümle kurmuş ama böyle bir liste yayımlamamıştım. Bu yılın şerefine yapayım dedim. Biliyorum filmleri sıralamanın zor olduğu bir yılda ödülleri dağıtmanın da zor olacağını ama farz edin bana verildi bu görev, o zaman ne yapardım diye düşününce, ince eleyip sık dokuyunca herhalde aşağıdaki gibi bir liste ortaya çıkardı. Evet şu ana kadar 24 Yarışma (Altın Palmiye Adayı) filminden 19 tanesini izlemiş biri olarak buna hak görüyorum. Henüz izleme şansımızın olmadığı diğer 5 filmden Fransızların deyişiyle 'palmarés'in içine dahil olan olur muydu bilemiyorum tabii ama yarışmadaki 19 filmi izlemiş olmak da ödül dağıtmak için yeter de artar kanımca...

Altın Palmiye: 6 Numaralı Kompartıman

Büyük Ödül: Drive My Car ve Dünyanın En Kötü İnsanı arasında paylaştırdım.

En İyi Yönetmen: Bergman Adası (Mia Hansen Love)

En İyi Senaryo: Üç Aile (Nanni Moretti, Federica Pontremoli, Valia Santella)

Jüri Ödülü: Lingui, Kutsal Bağlar

En İyi Kadın Oyuncu: France (Léa Seydoux)

En İyi Erkek Oyuncu: Kahraman (Amir Jadidi)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder