7 Kasım 2019 Perşembe

Parazit: Pragmatizmin Dehlizlerinde Kaybolmak

Ve evet konumuz Bong Joon-ho'nun Parazit'i... Aslında kimi yönlerden hayli ilginç bir film Parazit ve zengin de bir film. Ama derin bir film değil. Günümüzün Amerikan uydusu yaşamlarına yoksulluğun farklı tezahürleri açısından bakan bir film. Hollywood'un dünyaya armağan ettiği tür sinemasıyla yaratıcı sinemanın bir bireşimi sanki. Evet Parazit tür sinemasının kodlarıyla ilerleyen bir film hem de birden fazla türün (komedi, gerilim, fantastik, aksiyon dram, ne ararsanız). Ama en fazla da komediyi kullanan bir film ve bana kalırsa komediyi kullanış biçimi bazı noktalarda ilgi çekici olsa da çoğu yerde de oldukça sığ ve ortalama izleyiciyi güldürme amacı taşıyor ve izlerken içimden yazık diyorum, al işte bir tane daha yere göğe konamayan Güney Kore filmi! Özetle bodrum katta yaşayan bir ailenin oğlunun zengin bir ailenin yanında işe girerek önce kız kardeşini ardından kız kardeşin ailenin şoförünü zan altında bırakacak bir hareket yaparak babayı işe soktuğu, son noktada üçlünün evin veteran hizmetçisini saf dışı ederek annelerini işe aldıkları organize bir kötülük filmi bu. Evet alt sınıfların da ne kadar kötüleşebileceğini gösteren, belki kimilerince gerçekçi ama yine de pragmatizmin ileri boyutlara gittiğinde ortaya çıkardığı kötülük üzerinden insanları güldürmeye çalışan bir film. Üstelik bu dörtlünün bu yöntemle eve sızacağı daha filmin başlarında kendini o kadar belli ediyor ki, her şeyi geçtim bari bu kadar öngörülebilir bir film yapmasaydınız diyorum içten içe... Aslına bakarsanız ne oluyorsa ondan sonra oluyor, kovulan hizmetçi bir gece vakti ansızın eve dönüyor ve evin gizli mahzenindeki bir sır açığa çıkıyor ve bu noktadan sonra film başka türlerin sularına girmeye başlıyor, elbette ilk yarıdaki komediyi tamamen bırakmadan... Filmin son yarım saati ise duygusal yoğunluğu da olan bir bölüm, ikinci yarıda senaryoya ivme kazandıran yaratıcı unsurların farklı düğümlerden geçip filmi adeta başyapıt havasına soktuğu, hayatımda izlediğim en keskin ton değişikliklerinden birine giden bir son yarım saat, olumlu anlamda pes doğrusu! Sonuçta Kapitalist Kore'deki sınıfsal farklılıkların derinleştirdiği makası çeşitli metaforlar ve satır arası cümlelerin de desteğiyle anlatan ve sinemanın verili araçlarının tümüne hakimiyetiyle öne çıkan ve bu yüzden pek çoklarını etkileyen filmdeki karakterlerin kötülüklerini meşrulaştıran dokuyu doğru bulmasam da, filmi çok beğenenlere de bir şey diyemem herhalde... Belki de biçim-içerik uyumu olarak görülebilecek bir yanı var. Zengin ailenin annesi bahçedeki çadırda yatmak isteyen oğullarının çadırının su almayacağını çünkü onu Amerika'dan aldıklarını söylüyor mesela ve sürekli konuşmalarının arasına İngilizce cümleler serpiştiriyor. İşte böyle bir ortamda bir Güney Kore filmine ama senin karakterlerin de aşırı pragmatist ve anlatın biraz fazla mı Hollywood'un etkisinde desek ne olur demesek ne olur... 

Yıldız: * * *