30 Aralık 2015 Çarşamba

Tuhaf Bir Aşk Filmi ve Yılın En İyileri

Dogtooth ile sinema dünyasına adım attığında beklenmedik bir heyecan yaratan bir yaratıcı Yorgos Lanthimos, o filmi izlediğimde sinema kamuoyunda yaratılan akıma kapılmayıp biraz mesafeli yaklaşmıştım bu kez de öyle yaklaşıyorum, kimse kusura bakmasın. 
The Lobster'dan çıktıktan sonra sevmekle sevmemek arasında kararsız kaldım, ilginci filmi izlerken de iyi bir film olup olmadığı konusunda gittim geldim. Sanıyorum ki ilk yarıda olumlu hislerim daha güçlüydü. Yine distopik bir evren ve o evrende bekar olmak suç, bir otele gidiyorsunuz ve kısıtlı süre içerisinde (45 gün) partöner bulmanız gerekiyor. Filmin ilk yarısı bu otelde çeşitli küçük maceralar eşliğinde geçiyor. Son derece ince, yaratıcı bir mizahla örülü kimi sahneler de cabası, birkaç kez kahkaha attım ki sinemada kolay gülen biri değilim. İkinci yarıdaysa başrol karakterimiz (Colin Farrell) otelden uzaklaşıyor. Filmin yönü bir oranda değişir gibi oluyor. Bu kez ormanda 'yalnız olmamanın' cezalandırıldığı öncekinden bağımsız olmayan bir evrene dahil oluyoruz. İlkine karşıtlık kurmak için oluşturulmuş bir yeni evren. İlkinde zorlamayla aşkı bulamayan karakterimiz aşkın yasaklandığı yerde aşkı buluyor da bunu yaşayabilmek ne mümkün...Yönetmenin baskıyla değil özgürce istenileni yaşamanın ve her şartta aşkın imkansızlığını (tamamen özgür de olsak) anlatmak istediği söylenebilir. Sık sık dağılan hikayeyi toparlayabilse çok daha etkileyici bir film olurmuş diye de düşünüyorum, bunu başaramış. Bu kez çokuluslu bir kadroyla çalışan yönetmen umalım ki bundan sonra daha iyi filmler yapsın. 

Yıllar önce Almadovar'ın İçinde Yaşadığım Deri filmi için yazdığım Sabahattin Ali'nin Değirmen öyküsünün finaline benzer (bu sefer birebir aynısı) bir sahneyi müjdelese de, böyle bir sahneyi bizlere tattırmadan bitiriyor filmi. Sabahattin Ali öykülerindeki karakterlerin insanı şaşkına çevirebilecek hamlelerini görmek kolay değil bu modern dünyada, elbet. Her ne kadar izlediğimiz distopya olsa da bu daha gerçekçi muhtemelen... Kısaca iki yıl önce izlediğim burjuva yaşamın huzuruna çöreklenen (izleyenler hatırlayacaktır) Borgman ayarı bir film The Lobster ondan eksiği de fazlası da yok bana göre. Yıldız: * * *

Bir yılı daha geride bıraktık. Sinema yönünden geçen yıl olduğu kadar iyi olmasa da kabul edilebilir düzeyin üzerinde oldukça film gördüm ve en iyiler listemi yaptım. Daha önceki yıllardan farkı, bu filmler arasında sıralama yapmanın zorluğu oldu, hepsi bu kez hiç olmadığı kadar birbirine yakındı benim için. Sırasız ya da en beğendiklerim ve biraz daha az beğendiklerim şeklinde iki grup yapsam da olurdu. Ayrıca 2015 yılında 'vizyona girmiş' filmlerden oluşturdum listeyi, bu yıl izlediğim ama vizyona düşmeyen filmleri almadım.

1-Hungry Hearts
2-Victoria
3-Leviathan
4-Mommy
5-Taxi Teheran
6-45 Years
7-Foxcatcher 
8-Abluka
9-It Follows
10-Phoenix